Aslında tekrar Maçka'ya gitme planımız yoktu, Taksim'e doğru yürüdük, biraz gezindik ve saat 7:30 gibi hava çoktan karardığında Maçka Parkı'nın yakınlarındaydık. Arkadaşlarımızı çok özlediğimizi farkedip kendimi parktan içeri girerken buldum. Jessie bile ısrar etmedi girmek için, benim cinfikrim..:) Zaten parkın kapısından adımımı atar atmaz dakika bir gol bir şeklinde lafı yedik. Normalde kullandığımız patikadan anayola geçmek için iyi bir bahane oldu, orası ışıklıydı allahtan. Kimse var mıdır yok mudur derken tam da havuzların orada Hale ve Puffy'yi gördük, o saatte onlar da yeni geliyorlardı. Beraberce arkadaşlarımızın yanına yürüdük, çok kalabalık olmasa da 7-8 kişi vardı..:) Jessie delirdi de delirdi, kendini kimlere sevdireceğini şaşırdı. Bir Sedat Abi'ye bir Ersin'e ve diğerlerine sırayla..:) Jessie'nin doğumgünü için köpek çikolatası almıştık, herkese onları dağıtıp köpüşlerimizin ağızlarını tatlandırdık. Hava kapkaranlık ve saat geç olmuşken de evimizin yolunu tuttuk.
Ne derece yorulduğumuzu anlamamışım hiç, bu sabah kendimi yataktan zor çıkardım, Jessie'nin de benden farkı yoktu. Dışarı çıktık ama zar zor yürür hallerdeydik. Öyle ki Jessie'ye top atıyorum, suratıma bakıyor..:) Öldürdü beni gülmekten..:) Biz de 45 dakika kadar dolanıp eve geldik, Jessie çoktan sızdı, sanırım ben de aynı kaderi paylaşıyor olacağım..:)