Sanırım sebep şu; Jessie'nin büyüme sürecinde çok tecrübesiz olduğum için kendim de çok araştırma yapıyordum ve araştırıp öğrendikçe de notlar alıyordum. Blog fikri de böyle çıkmıştı zaten. Jessie büyüyüp araştırma kısmı azaldıkça yazma ihtiyacı da azaldı sanıyorum.
Jessie artık 9 yaşında. Çoğu zaman uslu, yer yer zıpır, çok nadiren de yaramaz. Geçmişe dönüp baktığım zaman hayatımda aldığım en akıllıca kararlardan birinin bir köpek sahiplenmek olduğunu görüyorum. Elbette ki büyüme sürecinde zor zamanlarımız oldu; evde çiş kaka dönemleri, diş çıkarma dönemi, kısırlaşmaya kadarki süreçte çiftleşme sendromları, ergenlik dönemi...
Nasıl bir çocuk bin bir emekle yetişiyorsa köpekler için de aynı durum geçerli. Günün sonunda karşımdaki canlı büyük oranda benim emeğimi, aynadaki yansımamı gösteriyor ve ben onu canımdan çok seviyorum. Onun sağlığı ve mutluluğu için yapmayacağım şey azdır.
Anne kedi gazabından korunmak için 50 kiloluk halimle 32 kiloluk minnoş Jesoş'u kucaklayıp koca bir alt geçit geçirmişliğim var...
Kırık ayağınızla köpek gezdirmeye çıkmışlığım var, hem de birden fazla kere...
Ayağımı kırdığımda gittiğim ilk hastaneden "alçıya alınırsa Jessie'yi gezdiremem" kafasıyla alçıyı reddetmişliğim var ki 24 saat dayandım o acıya...
Mantıklı ya da mantıksız Jessie için yaptığım hiç bir şeyden pişman değilim. Bugün aynı anlar yine yaşansa, yine aynısını hatta yapabiliyorsam kat be kat fazlasını yaparım. Çünkü benim ona verdiklerim onun bana verdikleri ve hayatıma kattıkları ile kıyaslandığında solda sıfır kalır, lafı bile edilmez.
Seni çok seviyorum dünyanın en tatlı yaratığı, sağlıklı olarak uzun yıllar yanımda olman tek temennim.