5 Aralık 2010 Pazar

Zoraki Mesaimiz ve Jessie'ye Teşekkür!

Öylesine hastalandım ki anlatamam. Normalde haftasonu bile saat 6'da kalkan ben bugün saat 11'de kendimi yatakten zor çekip çıkarırken "off, yandık" demiştim zaten. Sabah Jessie'yi çıkarırken zorlandım açıkçası ve bunu hastalıktan ziyade çok uyumuş olmama yormaya çalıştım, zira ben saat 9'da bile kalksam sersem gibi kalkarım, alışmadık bünyede çok uyku durmuyor..:) Jessie'yi Valikonağı'nda biraz gezdirdim ama kakasını hemen yapmasına ve yağmaya başlayan yağmura şükrederek vicdan azabımı bastırdım.

Akşamüzerine doğru ise baya kötüleştim ve gözümde sadece iki düşünce büyümeye başladı; ilki akşam Jessie'yi nasıl çıkaracağım, ikincisi ise sabah işe gidecek hali nasıl bulacağımdı. Saat 5'e doğru biraz uzandım enerji toplamak için ama pek bir işe yaramadı malesef. 6 gibi kalkarken ilk defa Jessie'yi çıkarırken bu kadar zorlanacağımı düşünüyor, bir yandan da keşke Nişantaşı'nda pekçok olan köpek gezdirme işi yapanların telefon numaralarını alsaydım diye hayıflanıyordum.

Zar zor çıktık, yine biraz Valikonağı'nda yürüyüş, sonra da yakınımızdaki park. Jessie birikmiş enerjisi dolayısıyla pek bir hiparaktif sanki. Bense parka gidip de orada Paşa ve Ragıp'ı görünce baya sevindim. Bir de arkadaşı ve sevimli Beagle köpeği Angie vardı. Yürümenin etkisi ve onları da görmenin moraliyle olsa gerek biraz iyice hissettim kendimi. Orada durup zaman geçirdikçe de daha da iyi oldum gibime geldi. Aslında bunun tamamen bastırılmış bir iyi hissetme olduğunu tahmin etmekle birlikte çok iyi geldiğini söylemeden edemeyeceğim. Parkta zaman geçirmek, muabbet etmek ve açık hava almak hastalık düşüncesini kafamdan atıp başka şeylere odaklanmama neden oldu o kadar. Yani zorunlu akşam mesaim sayesinde en azından moralimi toparlamayı başardım, Jessie'ye teşekkür etmeliyim sanırım. Hem moralimi düzelttiği hem de parka gittikten sonra yaramazlık yapmadığı, yerdeki yemeklere saldırmadığı ve yalnızca topa odaklanıp komutlara uyarak oynadığı için. Yemeklere atlasaydı da engelleyecek mecalim yoktu zaten..:)

Parkta köpek gezdirme işi yapanları görünce hemen numaralarını almayı da ihmal etmedim. Çok zorunlu olmadıkça aramayacağımı düşünmekle birlikte her zaman hazırlıklı olmakta fayda varmış, günün kıssadan hissesi.:). Şu an hala daha iyi gibiyim ve bilgisayar başında yazı bile yazabiliyorum gördüğünüz üzere..:) Ama bu yine de aklımdaki ikinci zor düşünceyle(sabah 6'da kalkıp işe gitmek) boğulmamı engellemiyor..:) Neyse, ona da yapacak bir şey yok. Belki gidince kendimi daha da iyi hissederim..:))

İyi geceler diler erkenden yatarım..:) Sevgiler..