Az önce Maçka Parkı'nda çok da hoş olmayan bir olay yaşadık. Hoş olmadığını eve gelip de minnoş kuşumun bacağındaki diş yarasını görünce daha iyi anladım malesef..:(
Saat 1:30 gibi Jessie ile evden çıktık ve önce Taksim'e yürüdük, Starbucks'ta oturup kahve keyfi yaptık. Sonrasınra ise geri Nişantaşı'na yürüyüp Maçka Parkı'na gittik. Bugün park çok kalabalıktı; köpek sahibi, çocuklu aile, çiftler, içenler, yani her kategoriden insan manzaraları görmek mümkündü. Son zamanlarda havanın soğuk olmasından dolayı kimseciklerin olmadığı parkımızı böyle şenlik alanı gibi görmek bugünlük hoştu, ama sürekli böyle olunca sıkılacağıma eminim, zira parka adım atar atmaz kadının biri nefretle bize bakıp "çocuk parkı değil köpek parkı sanki" dedi. Öyle kin dolu baktı ki anlatamam, normalde gülüp geçerdim ama dayanamayıp "hayır, herkesin parkı" dedim ve suratına bile bakmaksızın neşe içinde Jessie ile konuşarak yürümeye devam ettim. Arka yan bakışlarımla aşırı sinirlendiğini gördüm ve bu sinir katsayısıyla yetiştirdiği masum çocuğu için üzülmeden edemedim.
Minik kuşumla ilk önce parkın üst kısmında takıldık. Jessie arkadaşları ile birlikte havuza girdi, top oynadı, dişilere sarktı, vs.. Yani çok eğlendi..:) Baya bir süre orada zaman geçirdikten sonra aşağı doğru kısa bir tur atıp eve döneriz diye düşünerek aşağılara yürüdük. Parkın alt kapısının olduğu yerler ayrı bir köpek cennetiydi. Hatta Jessie'nin bebeklik arkadaşı Bobo da oradaydı. 5-6 kiloluk, inanılmaz heyecanlı ve tatlı hallerini bildiğim Bobo'nun kocaman delikanlı halleri inanılmaz güzeldi. Çok yakışıklı kahverengi bir labrador olur kendisi..:)
Jessie ve Bobo oynarken Jessie bir an 2-3 metre uzağa doğru gitti ve ne olduysa o zaman oldu. Başka bir Golden sahibi Jessie'yi sevmiş ve sahibini kıskanan köpek Jessie'ye saldırmış. Jessie durup dururken hiçbir köpeğe saldırmaz ama kendisine saldırılınca kendini çok iyi korur, gerekirse ısırarak karşıdakini durdurur. Jessie'nin dişlerini çıkarmış halini görünce birşeylerin ters gittiğini anladım, ancak köpek sahibi herhangi bir yara olmadığını söyledi, muhtemelen farketmedi o da. Çünkü kendi köpeğinin ısırmış olduğu kanayan eli ile uğraşıyordu. Adamın eli kan revan içerisinde kaldı. Ben Jessie'ye baktım, ama bir yara göremedim o an.
Eve gelip de oğluşumu temizlerken bacağındaki derin ısırık yarasını farkettim. Çok şaşırmadım, çünkü canı yanmadan o kadar diş göstermez benim oğlum. Az önce bolca biokadın sürdüm kuşumun yarasına. Yakında geçer muhtemelen, olur böyle şeyler diyorum.
Öylesine yorulmuş ki eve gelir gelmez bacaklarını dikip biraz yattı.
Biraz yemek verince kendine geldi ve şu an yanıbaşımda gülen surat haliyle bana bakmakta güzel yavrum.