12 Kasım 2010 Cuma

Jessie'nin Sevgisine Taş ve Sopayla Karşılık!

İnsanlığımızdan utanıyorum bazen. Bugün de Maçka Parkı'nda kendi adıma değil ama bir başkası adına utandım. Jessie yakından geçen bir adama sevgi içerisinde topunu götürmüş henüz 3 metre gerisindeydi ki ben bağırmasaydım suratına bir taş, sonra da bir sopa yiyecekti. 

Oğlum topunu etraftan geçen insanlara götürüp yanlarına sokulmayı (kesinlikle atlamadan), onları kendi top oyununa çağırmayı pek sever. Bugün de yine parkta adamın birine topunu götürmüş ve biraz yaklaşmış benim gözüm çalan telefondayken. Kafamı kaldırdım ve Jessie'nin suratına çarpmak üzere olan taşı ve adamın diğer elindeki kocaman sopayı görür görmez yaygarayı kopardım; "Hey, ne yapıyorsun, hiçbir şey yapmaz, çabuk bırak o elindekileri!". Adam bırakmadı tabii ama en azından suratına atmadı. Sonra da beni ağzımı yırtıp, saçımdan sürüklemekle tehdit etti. Yoluna gitmesini, onunla uğraşarak kaybedecek vaktim ve negatif enerjim olmadığını söyledim kendisine ama kapasite seviyesi anlamaya yetti mi emin değilim.

Sevgiye karşılığın taş ve sopa olması ne garip. Bir insanın köpekten korkmasını anlayabilirim, ama 3 metre bile yaklaşmadan o koca taşın doğrultulmasını hiç anlamam. Üstelik de bu kadar sevgi merakıyla geldiği belli olan bir köpeğe! Anlayana tabii! Bence bazı insanlar kötülükle yaklaşılmasına alıştıkları için ya da kendileri hep öyle yaptığı için sevgiyi göremiyorlar! Başka bir açıklama bulamıyorum..