Harika bir yazı paylaşmak istiyorum sizlerle. Bebekleri veya çocukları olup da evcil hayvan beslemeye karşı olanlar, bunun sağlık açısından tehlikeli, bakteriyel ya da pis olacağını düşünenler lütfen okusun.
Bu şekilde düşünmeyenlerden de okumalarını rica ediyorum; zira hakikaten çok bilgilendirici bir yazı olmuş. Yazıyı kaleme alan Doktor Anıl Yeşilda'nın ellerine sağlık demek ve kendisine teşekkür etmek istiyorum.
Evde Hayvan Beslemek
Evde hayvan beslemek deyince maalesef birçok ebeveynin tüyleri diken diken olur. Bunun düşüncesi bile onları acaip rahatsız eder. Bahaneleri hep hazırdır; pis, çocuğumun astım olmasına neden oluyor.
Oysa son yıllarda yapılan araştırmalar, erken yaşta hayvanlarla temas eden çocuklarda ileride astım tarzı alerjik hastalıklara daha seyrek rastlandığını göstermiştir. O pis dediğimiz hayvanların, özellikle de köpeklerin salyalarında çok bol miktarda antimikrobiyal madde mevcuttur. Tıp Fakültesinde Mikrobiyolojiden bir hocamın sözünü hiç unutmam. Hocamız demişti ki “Çocuklar kuduz olmadığı sürece bir köpeğin ısırığından korkmayın, insan ısırığı çok daha tehlikeli sonuçlar doğurur. Çünkü insanın ağzı mikrobik açıdan köpeğe göre çok daha pistir”. Evet özellikle de insanın ağzı içindeki oksijeni sevmeyen anaerob bakterilerin yaptığı yaralar çok daha ağırdır, ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve zor iyileşir.
Sonuç olarak tuvalet alışkanlığı geliştirilmiş, aşıları tam, temizliğine ve tüy dökümüne dikkat edilen bir evcil hayvanın sağlık açısından hiçbir zararı yoktur ve olamaz. Geç yaşlarda hayvanla temas edip de direk bu hayvanlara alerjisi tespit edilen ve temas ettiğinde ciddi astım, rinit v.s belirtileri ortaya çıkan çocukları tabii ki bu gruba sokmuyoruz. Bu işin sağlık boyutu, bir de psikolojik yönden katkılarına bakalım.
Hayvan besleyen bir çocuk sevmeyi, paylaşmayı ve sorumluluk almayı erken yaşta öğrenir. Hayvan seven bir çocuk ileride insanlara da zarar verebilecek bir kişilik asla geliştiremez. Evde hayvan besleyen çocuklar yaşıtlarına göre çok daha kolay sosyalleşirler. Çünkü bu çocuklar hayvanlarla kurdukları sıcak ve sevecen iletişim sayesinde paylaşmayı, sevmeyi, kendilerine güvenmeyi, dostluğu ve yardım etmeyi öğrenirler. Ayrıca bu çocuklar besledikleri bu hayvana yiyecek ve içecek verdikleri için ve sağlığıyla yakından ilgilendiklerinden sorumluluk duyguları da çok daha çabuk gelişir.
Tüm bu faydaları göz önüne aldığımızda çocukların bu tür isteklerinin engellenmek yerine, aksine teşvik edilmesinin gerektiği yadsınamaz bir gerçektir.
Dr. Anıl Yeşilda
Milliyet Sizden Size ekinde yayınlanmıştır.
bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 Kasım 2010 Salı
17 Mayıs 2010 Pazartesi
Zıpırcan'lar Bebek'te!
Bugün Volkan bizi Bebek'e götürdü. Neler yapmadık ki, hangi birini anlatsam bilemedim..:)
Jessie şu an fosur fosur uyumakta, eve geldi geleli kafayı kaldırmadı, 10 dakika kadar önce bi kapı çalınca ona kalktı, o fırsattan istifade mama verdim ben de. Şimdi aynen kaldığı yerden devam horuldamaya..:) Bir köpeğin en mutlu anı en yorgun olduğu zamanmış. Çok doğru! Onu böyle mutlu gördükçe içimi inanılmaz bir mutluluk be huzur kaplıyor.. Ona karşı sorumluluğumu yerine getirmiş gibi hissediyorum kendimi, kaldı ki hayatım onun üzerine kurulu zaten..
Bebişim şanslı bir köpek, en içten dilerim ki güzellikler daha şanssız diğerlerini de bulsun, onların da yüzü gülsün..
Yolda..
, |
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)