1 Haziran 2012 Cuma

Jessie ile Bir Günümüz Nasıl Geçiyor?

Kendimi bildim bileli sabahları erken kalkarım ve bu huyumu seviyorum. Hafta içi olsun, hafta sonu olsun gün ışımaya başlar başlamaz benim gözler zınk diye açılır..:) Çoğu zaman Jessie bacaklar tepede yatıyor olur ben uyandığımda. Yataktan kalkınca ilk işim yatağımın hemen yanındaki kendi yatağında yatmakta olan oğluşumu sevmek olur. O da hemen ağzına bir top alıp sabah sabah suratıma dayar..:) Kısa bir sevgi faslından sonra hemen üzerimi değişirim ve yollara koyuluruz.

Jessie'yi yormak, enerjisini düzgün bir şekilde atmasını sağlamak, ona farklı işler vermek ve kafasını kullanmasını sağlayacak aktivitelere yöneltmek benim için çok önemli. Fiziksel ve beyinsel olarak yorgun köpek huzurlu köpektir. Bu yüzden sabah çeşitli aktiviteler yaparak 1 saat kadar dışarıda oluruz. Tüm aktivitelerin sonrasında eve girmeden önce güzelce taranırız, bazen de pudralanırız. Oğlum biraz metroseksüeldir de..:) Eve gelince Jessie alışageldiği üzere hemen küvete atlar, patilerindeki ve tüylerindeki toz, toprağı temizleriz. Sonrada havlu üzerinde kurulanırız.

Jessie yemeğini sabah da akşam da gezip geldikten sonra yiyor. Çünkü önce mamasını hak etmesi gerekiyor. Yemek faslından sonra benim için hazırlanma faslı başlıyor. Apar topar hazırlanıp işe geliyorum, ama elbette ki aklım kuzucuğumda kalıyor.:(

Akşam eve geldiğimde karşılaştığım sevgi selini anlatmama gerek var mı? Köpek sahibi olup da bu aşırı mutluluk ve sevinç selini bir gün bile yaşamayan yoktur. Oğlum hemen en yakınındaki oyuncağını ağzına alarak bana getirir. Kendini yere atıp bacaklarını tepeye diker kendini sevdirmek için. Bazen hemen bazen de evde 15-20 dakika geçirdikten sonra dışarı çıkarız. Evde biraz zaman geçirmek Jessie'nin sakinleşmesini, heyecanının azalmasını sağlıyor. Hemen çıktığımızda ise biraz daha heyecanlı ve meraklı oluyor. Akşam da yine sabah geçirdiğimiz kadar bir süre dışarıda oluyoruz. Bazen arkadaşları ile karşılaşıyoruz, onlarla zaman geçiriyoruz. Jessie yanında topu olduğu sürece başka bir köpekle oynamaya çok meraklı değil. Kısa bir karşılaşma sonrası topunun başına geçer. Topu kaldırdığım zaman diğer köpekleri daha çok görmeye, dış etkilere daha çok odaklanmaya başlıyor. Ben odağının topunda olmasını tercih ediyorum, bu yüzden topumuz yanımızdan hiç eksik olmaz.

Jessie'nin akşam yemeğini ben kendim sofraya otururken veririm. Yani yemek saatlerimiz aynı. Önce lider beslenmeli, sonra köpek beslenmeli gibi bir düşüncem yok. Yemeğini yiyen Jessie sindirmek için birkaç dakika uzanır ve sonra bana gelir. Biraz kendini sevdirir, birkaç top atarız. Bir süre sonra da uyur, dışarıda yorulduğu için evde çok ortalıklarda dolanma huyu yoktur. Benim oturduğum odada olması ve yatması onun için yeterlidir. Ben bir şeyler yaparken beni rahatsız etmez, yanıma gelip oyuna çağırmaya çalışmaz. Uyumuyorsa bile yatarak beni izler. Hatta ben evi süpürürken ve silerken de ortalıkta dolaşmasınıistemediğimi bilir. Süpürge çıktığı anda ben ilk olarak dış kapının önünü süpürürüm. O da alıştığı üzere hemen gider ve oraya yatar. Ev tamamen süpürülüp silinene ve ben kalk diyene kadar da orda kalır.

İşte Jessie'nin sıradan bir günü böyle. Sizin normal bir gününüze benziyor mu?