18 Eylül 2011 Pazar

Hayvan Sahiplerinin Yaşam Hakkı!

Bugün çok üzücü bir olay yaşadım! Aslında belki de çok fazla karşılaştığımız ve fazla kafaya takacak bir konu değil ama nedense beni çok üzdü. 

Akşam üzeri Jessie ile birlikte fırına gittik. Jessie benimle markete, fırına, alışverişe, vs gelir ve kapıda tasması yanında bir şekilde "YAT, BEKLE" komutunda bekler. Yerinden bir milim bile kıpırdamaz. Fırına girerken dışarıda bir kedi gördüm ve Jessie onu görmemesine rağmen daha sonra görür de peşinden koşar diye korktum. Bu yüzden onu da içeri aldım. Fırın geniş ve kapısı açık bir fırın, yani hemen girişte kapı kenarında rahatça bekleyebileceği bir yer. 

Bir ekmek aldım ve tam çıkarken dışarıda bizim siteden bir kadının "Bu köpeğin ne işi var burda yaaa!" diye bağırmasıyla irkildim. Sonrasında da "Her yerde bununla mı karşılaşıcaz biz?" diye ekledi. Jessie sitemizde herkesin bu kadar sevgilisiyken bu sözleri duymak beni çok üzdü. 

Bu arada söylediklerini bana değil kendi kendine söylüyor bu bayan. Keşke bana söylese ve bir şekilde bir derdi varsa iletişim yolunu tercih etse. Çünkü konuşup, bir sorun varsa giderebilmek insanlara bahşedilmiş bir özelliktir ve ben insan olarak her zaman bana bir şey denecekse onun açık seçik bir şekilde söylenmesini isterim. Böylece hem cevap hakkım hem de sorunu çözebilme şansı doğar. Fakat maalesef ki hayatta sorunları çözmek istemeyen ve sadece kendi kendine söylenip mutsuz olmak isteyen insanlar iletişim yerine kendince bağırmayı tercih ediyorlar. Bu olay beni çok üzdü. Çünkü ben köpeğimi her yerde rahat hareket edebileceğim bir şekilde yetiştirdim. 

Amacım hem kendimin, hem köpeğimin, hem de çevremdekilerin rahat etmesini sağlamaktı ve bunu büyük ölçüde başardığımı düşünüyorum. Yine de bir hayvan sahibi olarak yaşam hakkım yok mu? Kaldı ki köpeğim tamamen eğitimsiz de olabilirdi. Biz hayvan sahibi olarak onlarla sosyal olan herhangi bir şey yapmamalı mıyız? Biz de normal bir insan değil miyiz, normal ihtiyaçlarımız yok mu?

16 Eylül 2011 Cuma

Köpeğinizin İnsanların Üzerine Atlamaması İçin 3 Neden

Köpeğinizin üzerinize atlamasını sevgi gösterisi ve oyun olarak görüyor olabilirsiniz. Bu yüzden onu engellemiyor da olabilirsiniz. Ancak köpeğinizin bu huyunu engellemez ve o atladıkça severseniz bu davranışı onayladığınızı ve devam edebileceğini düşünecektir. 

Nerede, ne zaman ve kimin üzerine atlayıp atlamayacağının ayrımını yapamayacağı için üste atlama davranışından dolayı pek çok zor durumda kalabilirsiniz. 


İşte birkaç örnek
1- Köpeğiniz hamile bir bayanın üzerine atlayabilir. Bu olayın ne kadar korkunç sonuçlara yol açabileceğini düşünebiliyor musunuz? 

2- Küçük bir çocuğun üzerine atlayarak onu devirip, yaralayabilir. Yahut pati ve tırnakları ile sıyrık ve yaralar oluşturabilir. Bu macera sonrasında çocuğun hayatı boyunca köpeklerden korkmasının ilk tohumları da atılır böylece. 

3- Tam hazırlanmış dışarı çıkıcakken köpek üzerinize atlar çorabınız kaçabilir. İşe giderken giydiğiniz beyaz gömlekte bir çift pati izi oluşabilir. Tırnakları ile giysilerinize özellikle yünlü olanlara zarar verebilir. Aynılarını dışarıda bir başkasına yapabilir. 


Peki ne yapalım derseniz sizi eski bir yazıma yönlendirmek isterim: 
Köpeğiniz Üzerinize Atlayarak Ne Demek İster ve Nasıl Engellersiniz?

13 Eylül 2011 Salı

Jessie'nin Yatağı Kafamı Nasıl Yardı?

Jessie'nin yatağını çamaşır makinesine yerleştirmek icin 15 dakika inat ettim. Veee sığdırmayı basardim. Kapağı kapatamadığımı saymazsak. :) 5 dakika da kapıdan destek alıp kapagini kapatayım diye kalkarken;
 "PAAAATT"!!! 

Sonraki 5 dakikaya dair hatırladıklarım; duvardaki kaloriferin sivri ucu, kafamda ötüşen kuşlar ve Jessie'min banyonun önünde ağlaması. 

Sonuçlar; 
1- Kafamdan akmış yarim şişe kan, kafamda koca bir yarık ve şiş 
2- Hafızam hala yerinde; TV'yi açıp test ettim; Tayyip'i gordum ve hatırlıyorum malesef :) 
3- 10 dakika daha uğraşıp yatağı makineden çıkarmam ve balkonda elimde yıkamam :( 

Kıssadan hisseler; 
1- Çamaşır makinesi deyip geçmemek, huyuna gitmek gerekir. İnatlaşınca sağlığa zararlı olabilir.:) 
2- Amerikalı böyle bir durumda Samsung'a dava açıp zengin olabilir, ancak Türk halkı acılarla yoğrulmaya mahkumdur. 


Kafamın yıkanıp temizlenmiş hali;

8 Eylül 2011 Perşembe

Köpeklerin Alması Gereken Besinler Nelerdir?

Köpek beslenmesi ile ilgili elime geçen çok kapsamlı bir araştırma sonucu buldum. Zaman buldukça belli başlı kısımlarını çevirerek sizlerle paylaşmak istiyorum. 

İlk olarak köpeklerin alması gereken besinleri genel olarak listelemek ve faydalarını yazmak istiyorum. Köpekler için temel besin kaynaklarını şu şekilde sıralayabiliriz;

1- Protein ve Amino asitler
2- Karbonhidratlar ve lifler
3- Yağlar ve yağ asitleri
4- Vitaminler
5- Mineraller

Protein ve Aminoasitler
Proteinler, karbonhidratlar ve yağlar ile birlikte enerji kaynağıdır. Köpeğinizin bedensel ve hücresel işlevlerini gerçekleştirmesinde kullanılırlar. Sağlıklı gelişme, büyüme ve adaleler için gereklidir. Hormonları, enzimleri, vücut salgılarını ve çeşitli diğer vücut proteinlerini sentezlemek için kullanılırlar. 

Köpeklerde protein eksikliği; yetersiz büyüme, kilo kaybı, kas yıpranması, sert ve mat tüyler, kan proteinlerinin azalması, anne köpeklerde düşük süt üretimine neden olur. 

Köpek beslenmesindeki temel protein kaynakları; Et, yumurta, balık, tahıllar ve süt ürünleridir.

Karbonhidratlar ve Lifler
Karbonhidratlar öncelikle günlük olarak kullanılan -yani depolanmayan- ilk enerji kaynağıdır. Aşırı miktarda alınırsa depolanarak fazla kiloya yol açabilir. Lifler ise hazım ve bağırsakların düzenli çalışması için gereklidirler. 

Köpeklerde karbonhidrat eksikliği; kas kaybı ve erimesi, kilo kaybı, halsizliğe neden olur. Kas kaybının nedeni karbonhidrat alınmaması halinde ilk enerji kaynağı olarak proteinlerin kullanılıyor olmasıdır. Lif eksikliği ise bağırsak ve dışkılama sorunlarına neden olur.

Köpek beslenmesindeki temel karbonhidrat ve lif kaynakları; Tahıllar, pirinç, buğday, yulaf, mısır, bazı sebzeler

Yağlar ve yağ asitleri
Yağlar enerji vermesinin yanı sıra sağlıklı tüy ve deri yapısını destekler. Alerjik reaksiyonlar, yumuşak kasların kasılması, kan damarlarının genişlemesi, kan pıhtılaşması, bazı vitaminlerin vücut tarafından emilmesi ve daha pek çok önemli fizyolojik sürecin düzenleyisidirler. Yağlar ve yağ asitleri aynı zamanda enerji kaynağıdır ve köpeğinizin yemeğinin tadını daha güzel hale getirir.

Köpeklerde yağ ve yağ asidi eksikliği; genel sağlık durumunun zayıflamasına, kalın, mat ve kuru tüylere neden olur. Deri çoğu zaman kalınlaşır ve aşırı pullanma ve kepek oluşur. Yavru köpeklerde büyüme yetersiz olur.

Köpek beslenmesindeki temel yağ ve yağ asidi ve lif kaynakları; Omega 3 ve 6 yağları, hayvan yağları, bitkisel yağlar, et ve tavuğun yan ürünleri

Vitaminler
Vitaminler (A, B, C, D, E, K) köpeğinizin metabolizmasının gerektiği gibi çalışması için gereklidir. Her bir vitaminin oynadığı, farklı bir rol vardır. Tüm vitaminleri ayrı ayrı ele alarak bu konudan farklı bir yazıda bahsedeceğim.

Mineraller 
Köpeğinizin alması gereken başlıca mineraller, kalsiyum, fosfor, potasyum, sodyum, magnezyum, demir, bakır, çinko, iyot ve selenyumdur. Vitaminlerde de yazdığım gibi minerallerin de her birinin oynadığı farklı bir rol var. Bu yüzden minerallerden de daha sonra detaylı olarak bahsedeceğim.

7 Eylül 2011 Çarşamba

Evcil Hayvanların Yurt Dışına Çıkışı İçin Gerekli Belgeler

1. Aşı karnesi olmalı, karnede öncelikle kuduz aşısı ve diğer aşıların güncel olması gerekiyor. 

2. AB üye ülkeler için yolculuk yapacak pet'in 7 aylıktan büyük olması gerekiyor. 
(en erken kuduz aşısı yapılma yaşı 3 ay + 
test için en erken kan alınma tarihi aşıdan 1 ay sonra + 
belge alındıktan sonra AB ülkesine en erken giriş tarihi 3 ay sonra = 7 ay) 

3. Aşı karnesinde veteriner tarafından imzalanıp kaşelenmesi gereken bölüm var. 

4. Mikrochip takılması ve mikrochip numarası aşı karnesine işlenmiş olması gerekiyor. 

5. Veteriner tarafından uluslararası sağlık sertifikası (ingilizce) yazılması, imzalanıp kaşelenmesi gerekiyor. Amerika dahil pek çok ülke için bu belge yeterli, ancak bazı ülkelere giriş için Tarım İl Müdürlüğü’nden resmi sağlık sertifikası alınması gerekiyor. 

6. Kuduz titrasyon testi için veteriner tarafından kan alınıp Ankara’ya Etlik Merkez Araştırma Laboratuvarı’na gönderiliyor. Sonuçları 1 hafta-10 gün içinde geliyor. Kuduz titrasyon testi için kuduz aşısı yapıldıktan en erken 30 gün sonra kan alınabiliyor. AB üye ülkelere giriş kuduz titrasyon testinden en erken 3 ay sonra yapılabiliyor. 
Kuduz Titrasyon Testi için Gerekli Belgeler; 
 - Mikrochip numarası 
 - Aşı karnesi fotokopisi 
 - Başvuru formunda pet bilgileri ve sahibinin bilgileri 

7. Yurtdışı çıkış işlemlerine başlarken petinizin iç ve dış parazit ilaçlarının yapılmış olması gerekiyor. AB üye ülkeleri için yolculuktan 15 gün önce iç-dış parazit ilaçlarının yapılıp karneye işlenmesi gerekli. 

8. Yolculuk tarihinden 48 saat önce ilgili belediyeden menşe şehadetnamesi alınması gerekiyor. Menşe şehadetnamesi alınması için aşı karnesinin götürülmesi yeterli. 

9. Yolculuktan 48 saat önce Tarım İl Müdürlüğü, Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğü’nden veteriner sağlık sertifikası alınması gerekiyor. Bu belgenin alınabilmesi için aşı karnesinin aslı ve fotokopisi, kuduz titrasyon test sonucu ve petinizi götürmeniz gerekli. 

10. İrlanda, İsveç, İngiltere ve Malta yurt dışından gelen petler için 3-6 ay arası karantina uyguluyor, ancak AB üyesi bir ülkeden giriş yapıldığı takdirde PET'S (pet travel scheme) sistemiyle karantinaya girmeden ülkeye pet girişi yapılması mümkün.


Alıntıdır.

6 Eylül 2011 Salı

Jessie'nin Bayram Sabahı Yemeği; Garnitürlü Kuşbaşı

Şeker Bayram'ının 1. gününü nasıl geçirdiğimizi BU YAZI'da anlatmış, çifte bayramınızı kutlamıştım. Sizlere o yazıda Jessie'nin bayram sabahı kahvaltısı olan garnitürlü kuşbaşının tarifini vereceğime söz vermiştim. Tarif çok kolay, resimlerle süsleyerek kısaca yazalım..:)

Malzemeler 
- Yarım kilo kuşbaşı 
- 1 kavanoz garnitür 

Yapılışı 
- Garnitür pişmiş de olsa yine de biraz haşlayıp bezelye, havuç ve patateslerin iyice yumuşamasını sağladım. Suyunu çekecek kadar az su koydum ki süzmeye gerek kalmasın 
- Garnitür suyunu çekince kuşbaşıyı ekledim ve pişirdim. 

Jessie sabah kahvaltısı olarak, ben de öğle yemeği olarak afiyetle yedik..:) Herkese tavsiye edilir..:)



4 Eylül 2011 Pazar

Köpek ve Kedinin İnanılmaz Hikayesi; Aile Olmak Budur!

Lady, bir Pekingese, hem de en güzelinden. Sahibi tarafından bir hayvanseverin bahçesine bırakılmış ve bir daha alınmamış. Dişi ve hiç doğurmamış bir köpek.
Yanında gördüğünüz kedinin adı Leyla; sokakta annesiz ve daha gözleri açılmamış halde bulunuyor ve yer olmayınca Lady ile aynı kafese konuluyor. 
Leyla'yı emzirmesi için süt anne ararken birde bakıyorlar ki Lady, Leyla'ya annelik yapıp emdirmeye çalışınca memelerinden süt gelmeye başlıyor. 
Şu anda Leyla 1.5 yaşında. Ve hala emiyor Lady annesini..:)


Bu iki fıstığın hikayesi beni çok duygulandırdı. İnsanlar birbirini yerken bu iki güzelin dostluğu ve birlikteliği gözlerimi yaşarttı, resmen bir aile olmuşlar.
Şu an ikisi de yuva arıyorlarmış ve kesinlikle ikisi beraber aynı eve yuvalandırılacakmış. Birbirlerinden ayrılamadıkları ve Leyla hala emdiği için..:) 


Bu güzel ve vefakar anne Lady ile kızı Leyla'ya yuvanızı açmak isterseniz;
İletişim: 0 537 612 78 74 
Antalya
http://www.facebook.com/media/set/?set=a.2161910540787.117435.1637290169&type=1

3 Eylül 2011 Cumartesi

Çocuklarımız ve Jessie'den Anlamlı Mesaj

Jessie ve çocuk arkadaşlarının bizlere bir mesajı var! 

Çocuklarımız diyorlar ki; 
"Biz küçüğüz, safız, masumuz ve savunmasızız. 
Aklımız her şeye ermese de duygularımız var; seviniriz, üzülürüz ve kırılırız... 
Ve biz hayvanların hepsini çok seviyoruz, 
Çünkü onlar bize çok benziyorlar. 
Bizi yaramazlık yaptığımız için sokağa atmıyorsunuz, 
Açken doyuruyorsunuz, 
Yolda karşınıza çıkınca zevk için öldürmüyorsunuz. 
Lütfen bizim çok çok sevdiğimiz hayvanlara da aynı şekilde davranın! 
Onları da çocuklarınız gibi görün, sevin, kollayın..."
jessie çocuklar ve bebekler den anlamlı mesaj | izlesene.com

2 Eylül 2011 Cuma

Kötü Bir Rüya Gördüm, Hayır Olsun!

Sabah çok kötü bir kabusla uyandım. Allah hayır etsin. Kalkar kalkmaz minik kuşuma sıkı sıkı sarıldım, kollarımın arasından uçup gitmesine izin vermedim ama rüyamda tam da bu oldu. Ellerim bomboş, yüreğim acıyla doldu... 

Rüya olduğunu anlayınca ne kadar sevindiğimi kelimelerle anlatmam mümkün değil. 
Allah kimseyi yavrusundan ayırmasın. 
Ölümlere çare yok, katlanmak zorundayız bir şekilde; acı da olsa, zor da olsa! 
Kayıplar ise çok daha ayrı bir acı olsa gerek. 
Hem derin bir acı, hem de her an bulunuverir mi umuduyla yaşamak eminim ki çok zordur. 
Meçhul, insanın kendini belirsizliklerden kopararak ileriye bakmasını, planlar yapmasını da engelleyebilir. 
Diyorum ya, Allah hiç birimizin başına vermesin, yavrularımız hep sağlıklı, mutlu, huzurlu ve dizimizin dibinde olsun. 

Anneciğin seni çok seviyor güzel oğlum benim!