30 Aralık 2010 Perşembe

Bu Havada Maçka Parkı

Hava buzzz gibi! Akşam üzeri yorgan adını taktığım kalın montumu giyip Maçka Parkı'na gittik Jessie ile. Bu hafta başında yağan yağmurlardan dolayı pek az gezebilmiştik. Enerjisini hiç atamadığı için haşarılıklar yapıp duruyordu evde. Bu yüzden dün akşam yaptığımız gibi bu akşam da Maçka Parkı'nda zaman geçirip enerjimizi güzelce attık. Dün baya ıslanmıştık ama bugün hava yağışlı değildi çok şükür. Bol bol top oynadık, eğlendik. İşte gezintimizden birkaç resim.


29 Aralık 2010 Çarşamba

Jessie'nin Yeni Yıl Hediyesiyle Pozlarımız

Jessie'ye yılbaşı hediyesi olarak peluş bir fil aldık dün beraberce. Evimizin yakınındaki oyuncakçıda bir sürü oyuncak arasından seçim yapması çok keyifliydi. Ama eve gelip de Jessie'nin sevinç içerisinde oyuncağına atlayışını görmek daha da keyifliydi..:)

Ve işte yeni yıl hediyesi filimiz, ben ve Jessie'nin erken yılbaşı pozları. Görebileceğiniz özere oğluşum annesini öperek teşekkür etmeyi de ihmal etmedi..:)

Herkesin yeni yılını kutlar, 2011'in herkese sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini dileriz. Sevgiyle ve kucak dolusu paticiklerle kalın!
Mehtap & Jessie

28 Aralık 2010 Salı

Tüy Saçılmasını Azaltan Tarak: Furminator

Köpekler ve kedilerdeki tüy saçılması ve dökülmesini önlemek amacıyla üretilmiş Furminator taraklardan geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımla sohbet ederken haberim oldu. Arkadaşım bu tarakla köpeğini haftada yalnızca bir kez taradığını ve evdeki tüylerin miktarında büyük oranda azalma olduğunu söyledi.

Geçen hafta ben de Jessie'ye Furminator tarak aldım ve normalde her gün taradığım oğluşumu o zamandan beri yalnızca bir kez taradım. Son zamanlarda tüy dökülmemiz pek yoktu ama yine de evi sık sık süpürme ihtiyacı hissediyordum. Geçen haftadan beri pek süpürmemiş olmama rağmen ortalıktan pek tüy toplamadım. Sanırım gerçekten de baya işe yarıyor. Ürünle ilgili internetten biraz araştırma yapınca oldukça popüler ve tavsiye edilen bir tarak olduğunu gördüm.

Tüy saçılması ve dökülmesinden muzdarip olanlara önerebileceğim bir tarak. Furminator internet sitesinde tarakların özellikleri şu şekilde belirtilmiş;

Ev hayvanınız size teşekkür edecektir. Eviniz size teşekkür edecektir.
Patentli FURminator Tüy Alıcı, ev hayvanı sahiplerinin ortak şikayeti olan ve allerjiye yol açtığı bilinen saçılmaya hazır cansız ve gevşek tüyleri çabuk ve kolayca alır (keserek değil). Aletin paslanmaz çelikten yapılmış uygun ağzı ile tüyün üzerindeki ölü gevşek tabaka sıyırılır ve tüye zarar vermeden toplanır.

* Tüy saçılmasını %90 azaltır
* Uzun ve kısa kıllı köpekler ve kediler içindir
* Ölü kılları ve alt tabakadaki ulaşamadığınız kılları kolayca ve çabukça çıkarır
* Diğer fırça ve taraklardan çok daha iyi iş görür
* Ergonomiktir
* Tarak kısmı paslanmaz çeliktir

İşte Dünyanın En Yaşlı Köpeği

Japonya'da yaşayan 26 yaşındaki Pusuke, dünyanın en yaşlı köpeği olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi.
26 yaşındaki bu köpüş yaklaşık 125 yılı geride bırakmış bir kişiyle yaşıt sayılıyor ve dünyadaki en yaşlı köpek olarak kabul ediliyor. Yine bu ünvanla Guinness Rekorlar Kitabı'ndaki yerini de almış. Japonya'da başkent Tokyo'nun 100 kilometre kuzeydoğusundaki İbaraki'de yaşayan Pusuke, 1985'in Mart ayında dünyaya gelmiş.

Allah hepimizin beslediği hayvanlara uzun, sağlıklı ve mutlu ömürler versin dileklerimi sunmadan edemiyorum, sevgiler!

Yılbaşı Eğlencesi: Köpeğiniz İçin Yılbaşı Kuralları..:)

Yeni yıl öncesinde biraz eğlenelim mi, ne dersiniz? 

Köpekler İçin Yılbaşı Kuralları
1. Asla ama asla yılbaşı ağacına tuvaletini yapma..:)

2. Ağacın yakınlarından geçerken kuyruğuna hakim ol. 

3. Evdeki süslemelere oyuncak, top ya da çiğneme kemiği olarak bakmayı aklından bile geçirme!

4. Beyaz sakallı, yüksek kahkahalı koca adamlar gördüğünde korkma, ısırmaya ya da kovalamaya kalkma.

5. Hediye paketleri parçalanmak için değil, sahiplerince kibarca açılmak içindir; yalnızca kendi paketinle yetin..:)

6. Yemek masasının altında mahsun ve cingöz gözlerle dolanmak, odada kimse yokken masaya zıplamak yok.

Vee biz de tabii ki bi tanecik yavrularımızı unutmuyoruz değil mi? Yılbaşında onu da mutlu edecek bir yemek ve hediyesini düşündüğünüzü umarım..:)

25 Aralık 2010 Cumartesi

Fatih Çekirge - Pet shop seri cinayetleri

Fatih Çekirge bugün petshop'arla ilgili bir yazı yazdı ve hayvanseverlerden birçok yorum aldı. İşte bu yazı aşağıda;
Pet shop seri cinayetleri

ŞİMDİ size aniden üzerime derin bir uçurum gibi çöken bir mesajı aktarıyorum.
Beni ciddi manşetlerden, siyasi analizlerden, Kürt meselesi üzerine, akıl verici, hesap sorucu, ukala köşelerden çekip alan bir mesaj.
Okuyun ve söyleyin:
Ne yapmalıyım?
“Merhaba Fatih bey.
Küçükyalı semtinde bir pet shop’tan kız arkadaşımla birlikte dünyalar tatlısı ilk kedimizi 800 TL vererek aldık.
Kızımız british shorthair cinsine sahip idi. Cahillik ettik.
Kedinin aşılar için küçük olduğunu söylediler. Bu yüzden böyle kedilerde veteriner raporu olmaz dediler. Pet shop görevlisi böyle süslü laflar etti.
Bizim de heyecanımızdan faydalanarak kediyi sattılar. Kredi kartım ile kediyi aldım ve eve götürdük (Bahçelievler’e).
Yavrumuz hiç yemek yemiyordu. Sabaha kadar uyumadı ishal ve kusma başladı, sadece kana kana su içiyordu. Sabah olmasını bekledik veterinere götürdük. Veteriner ‘Bu kedi daha 2 aylık olmamış annesinin sütüne doymadığı için vücudundaki su oranı çok düşük. Bu kediyi satmaları cinayettir’ dedi.
Ve o pet shop’un steril olmamasından dolayı kızımızın içinde parazitler kuluçka yapmış. Eve götürdük, kedimiz 2 gün içinde bize yalvara yalvara elimizden uçup gitti.
Hangi veterinere götürsek aynı şeyleri söyledi. Bazı pet shop’ların para hırsından dolayı anne sütüne muhtaç kedileri annelerinden koparıp sattıklarını söyledi. Neyse iki günün sonunda kızımızı kaybettik, o artık bizim meleğimiz oldu. Pet shop yetkilisini aradığımızda, daha 2 gün önceki hayvansever kadın 100 yılın dolandırıcısı olmuştu ve hiçbir hak talep edemeyeceğimizi söyledi: Zorladık. Kediyi Kadıköy hayvan hastalıklarına göndermelerini ve otopsi yapılmasını istedik. Onlar ise kendi veterinerlerine göndermişler. Bu ülkede insanların bile otopsi raporlarında rüşvet dönerken (kedi nedir ki) ahbap çavuş ilişkisi ile hikâyeden bir otopsi yapıp hastalık sebebini bize yazdırtacaklardır. Şimdi ben bu kadını ve yanındaki diğer elemanlarını bir tenhada sıkıştırıp intikam mı almam gerekiyor. Kedime ve kız arkadaşımla bana yaşattıklarının hesabını kendim mi sormalıyım. İnanın benim gibi yüzlerce mağdur insan var. Adalet bunların hesabını sormuyor bizim de gücümüz yetmiyor 25 yaşında evlat acısı yaşattılar kız arkadaşım ile bana. 2 gün oldu hâlâ olayın etkisindeyiz. Lütfen bu olay ile ilgili bir haber yapın pet shop’ların sırf 3 kuruş daha fazla para kazanmak için yeni doğmuş bebekleri insanların cahilliğini de kullanarak satmalarına engel olun. Bu köle ticareti bitsin!
Kızımızın resimlerini ekte gönderiyorum.
Kedi sevgisi her dem içinizi doldursun...”
İşte bir sabah üzerime derin bir uçurum gibi çöken mesaj bu.
İşte duman rengi bir kedi.
İşte duman rengi minik bir ölüm.
Ne yapmalı şimdi?
Nasıl bir acıya sürgün etmeliyiz kendimizi?
Sürgün diyorum çünkü; bu mesajı okurken sanki mevsimler değişti. Kışın üzerinden birkaç asırlık kış daha geçti.
Bu mesajı okurken bildiğim bütün seri katiller bile isyan etti. İşkenceciler ağladı.
Ruhum öylesine acıdı ki; içimdeki bütün iklimler tutuldu. Nehirler denizlerinden koptu. Dalgalar köpüklerinden ayrıldı. Gemiler rotalarını terk etti. Bütün yönleri kaybettim.
Öfkeliyim.
Ve eğer birisi çıkıp da “Memlekette işsizlikten bölünme korkusuna, öğrenci dayağından yolsuzluklara kadar öfkelenecek bir sürü şey varken buna mı öfkeleniyorsun?” diye sorarsa ona daha da çok öfkeliyim.
Belli ki, ortada bir pet shop işkencesi var.
Ve bu seri cinayeti, bu seri ticareti, kontrol altına almak, denetlemek hepimizin görevidir.



24 Aralık 2010 Cuma

Dört gün boyunca ölü kuzuyu bekleyen köpek

Radikal'de yayınlanan bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum;

Muş'un Yeşilova Beldesi'nde meradan dönen koyun sürüsünde bir kuzu yoldan geçen otomobilin çarpması sonucu telef oldu.'Kahraman' adlı çoban köpeği, dört gün boyunca, telef olan kuzunun başından ayrılmadı.Geçen pazartesi meradan beldeye dönen hayvan sürüsü caddeyi geçerken, bir kuzu plakası belirlenemeyen otomobilin altında kalarak telef oldu. Çobanın fark edemediği kazayı gören köpek, ölen kuzunun yanına gitti. 

Kuzunun başından bir an olsun ayrılmayan köpek geri dönmeyince, sahibi Emrah Yözgürlü onu aramaya başladı. Dört günden beri kayıp köpeği ‘Kahraman’ı arayan Emrah Yözgörlü, hayvanı kazada ölen kuzunun başında beklerken buldu.

Emrah Yözgörlü, hayvanlarını koruyan köpeğin ölen kuzunun başında beklemesi karşısında şaşırdı. Yözgörlü, “Kahraman’, sürünün lideri. Hayvanlarla iyi iletişim içindeydi. Dört gün süreyle kayboldu. Onu kuzunun başında beklerken bulduk. ‘Kahraman’ beni şaşırttı” dedi.

Yeşilova Belediye Başkanı Nazım Bakış, dört gün boyunca köpeğin kuzunun başında beklemesi karşısında çok duygulandığını söyledi. Bakış, “Köpeğin gösterdiği sadakat ve vefa insanlara örnek olmalı. Bırakın hayvanı, bazıları insana çarpıp kaçıyor. Bu köpek ise dört gündür kuzunun başında bekliyor” diye konuştu. 

Cesar Millan'ın Çıkardığı Sesler

Köpeğimizle iletişim kurarken çoğu zaman sözcükler ve komutlar kullanıyoruz. Kelimelerin yanısıra çıkardığımız farklı seslerle de köpeklerimizin hareketini onaylayıp onaylamadığımızı gösterebiliriz. 

Cesar Millan izleyenler onun da aşağıdaki gibi sesler kullandığını farketmişlerdir;
- Onaylamadığınızı belirtmek için hişşt ya da şişşt gibi bir ses çıkarabilirsiniz.
- Onayladığınızı göstermek için öpücük sesi çıkarabilirsiniz.
- Hangi sesi kullandığınızın hiçbir önemi yok. Fakat Cesar Millan hişşt/şişşt sesinin sakinleştirici bir etkisi olduğunu belirtiyor ve aynı zamanda kolay telafuz edildiği için tercih ettiğini söylüyor.

Bu sesleri kullanırken dikkat edilmesi gerekenler;
1. Sesin zamanlaması çok önemli. İstenmeyen hareketlerin hemen öncesinde çıkarılması en etkili yöntem. Onaylanan hareketlerin ise hemen sonrasında çıkarılması gerekiyor ki hareketi pekiştirsin.
2. Köpeğin adının negatif ses ve komutlarla birlikte kesinlikle kullanılmaması gerekiyor.
3. Köpeğin ismi pozitif ve onaylanan durumlarda kullanılmalıdır.

23 Aralık 2010 Perşembe

21 Aralık 2010 Salı

Erkek Köpeklerde Üreme

Soru ve cevaplarla erkek köpeklerin üremesi hakkında çeşitli bilgileri aşağıda bulabilirsiniz.
- İlk çiftleşmeye uygunluk zamanı nedir?
Genel olarak 15 - 19 ayları civarından itibaren çiftleşme mümkündür. Çiftleşme zamanı ırk, köpeğin gelişimi, bakıldığı yer gibi pekçok etkenden etkilenebileceği için çiftleştirme kararı alınırken veterinere danışılmalıdır.

- Erkek köpeklerde çiftleşme siklusu ne kadardır?
Erkek köpekler için belirgin bir süre yoktur. Herhengi bir sağlık problemi yoksa her zaman çiftleşmeye hazırdır.

- Erkek köpekleri çiftleştirmeden önce dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
  1. Çiftleştirmeden önce veteriner hekiminize götürerek parazit ve genel sağlık kontrolünü yaptırınız.
  2. Aşılarını tamamlatınız.
  3. Çiftleşeceği dişinin de kontrol altında ve sağlıklı olmasına özen gösterin.
  4. Çiftleştirmeden önce dişi ile bir kaç kez bir araya getirerek birbirlerine alışmalarını sağlayın.
  5. Çiftleşeceği köpekle boyutlarının uygunluğuna özen gösterin. 

  6. Aynı ırkların çiftleşmesi sağlıklı yavruların dünyaya gelmesi, ırk standartlarının korunması ve yavruların kolay sahiplendirilmesi açısından önemlidir.

- Erkek köpeklerin çiftleşmesi sırasında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Bazen dişi köpekler ovulasyon döneminde olmasına rağmen erkek köpeği istemeyebilirler. Bu durumda erkek köpeğin zorlamaları dişiyi sinirlendirebilir ve saldırganlaştırabilir. Buna bağlı olarak yaralanmalar meydana gelebilir.

- Erkek köpeklerde ilk seksüel olgunluk yaşı nedir?
Erkek köpeklerde ilk seksüel olgunluk yaşı 9- 15 aydır. Bu süre ırka, iklime, genetik faktörlere ve beslenmeye bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

- Çiftleşme ne kadar sürer?
Erkek köpeklerde köpek yaklaşık olarak 5 dakika kadar ayrılamadan kalırlar. Bu sırada kesinlikle müdahale etmeyin. Aksi taktirde hem dişinin hemde erkeğin genital bölgelerinde yaralanmalara sebeb olabilirsiniz.

- Erkek köpeklerde çiftleşmeden sonra dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
  1. Bazen çiftleşmelerden sonra erkek köpeklerde peniste yaralanmalar veya akıntılar şekillenebilir. Böyle bir durumda hemen veteriner hekiminizle görüşün ve önlem almayı ihmal etmeyin.
  2. Çiftleşmeden sonraki 5-10 gün boyunca köpeğiniz dişiyi arayacağından huzursuzluk gösterebilir. Bu durumda anlayışlı olun ve durumun düzelmesini bekleyin.

Juen Pet Bilgi Portalı

20 Aralık 2010 Pazartesi

Kanlı İshal Hakkında Kapsamlı Bilgiler

Canine Parvo Virus (Kanlı İshal)
- Hastalığın Etkeni Nedir?
Hastalığa neden olan canin parvo virüs tip 2 dir. Köpeklerin mide ve bağırsak mukozalarında ciddi iltihaplanmalara neden olur. Canin parvo virüs tip 1 ise 3 haftalıktan küçük yavrularda hastalığa neden olur.

- Hastalıkta Bulaşma Nasıl Olur?
Virüs salya ve dışkı ile bulaşmış eşyalar ve dikkatsiz insanlar ile çevreye dağılır. Virüs doğada oldukça dayanıklıdır. Bu yüzden bulaşmalar oldukça yaygındır.
Hastalık ülkemizde oldukça yaygın olmakla birlikte son bir kaç yıldır kanlı ishale yakalanan köpek sayısında ciddi bir azalma olmuştur. Bunda düzenli aşılamanın büyük etkisi vardır.
Kediler de virüsü alabilirler ancak klinik belirti göstermezler.

- Hastalığın Gelişimi Nasıldır?
  1. Virüs vücuda ağız ve burun yoluyla girer. 4-6 gün kadar hiç bir belirti göstermeden vücutta çoğalmaya devam eder.
  2. Bunun sonunda kemik iliği, ince bağırsak epitelleri gibi hücrelerin hızla bölündüğü dokulara dağılarak çoğalmaya devam eder.
  3. Enfeksiyonun seyri ve şiddeti hastanın yaşına ve ırkına göre değişiklik gösterir. Hastalık; şiddetli kusma, kanlı ve mukuslu ishale neden olarak bir kaç gün içinde ölüme neden olabilir.

- Hastalığın Belirtileri Nelerdir?
  1. Yoğun kusmalarla başlar,
  2. Yaklaşık 24 saat sonra ishal başlar. İshal çok pis kokulu, önceleri sarı daha sonra kanlı ve su gibi akışkandır.
  3. Depresyon ve hızlı kilo kaybı,
  4. Su ve kilo kaybı çok hızlı olursa 48 saat içinde ölüm olabilir.
  5. Eğer kalp etkilenirse konjesyona bağlı kalp yetmezliği oluşarak hastanın ölümüne neden olabilir.

- Hastalıktan Nasıl Korunulur?
  1. Hastalıklı yavruların hemen izole edilmesi gerekir. Dokundukları eşyalar çok iyi dezenfekte edilmeli ve dışkıları temizlenmelidir.
  2. Aşılama çok düzenli olarak yapılmalı ve her yıl tekrar edilmeli.
  3. Aşılama yapıldıktan sonra kısa bir sürede olsa virüsün ince bağırsaklarda çoğalarak dışkıyla dışarı atıldığı unutulmamalıdır. Bu nedenle toplu halde bulunan yavruların tümünün aynı anda aşılanması gereklidir.

Sonuç;
Septik şoka girmiş ve kanamalı ishalli hastalarda kalp yetmezliği de devreye girmişse iyileşme şanşları çok yüksek değildir. Hastanın çok düzenli ve iyi bir şekilde sıvı ve antibiyotik tedavisine tabi tutulması gerekir. Hastanın ırkının ve yaşınında hastalığın seyrinde çok önemli olduğu unutulmamalıdır.

19 Aralık 2010 Pazar

Gençlik Hastalığı Hakkında Kapsamlı Bilgiler

Canine Distemper (Gençlik Hastalığı)
- Hastalığın Etkeni Nedir?
Köpeklerde yüksek derecede bulaşıcı hastalığa yol açan morbilivirüsdür.

- Hastalıkta Bulaşma Nasıl Olur?
Bütün vücut artıklarıyla, özellikle de dışkıyla bulaşır. Hastalığı atlatanlar bir kaç hafta daha virüsü yayarlar.
(Eğer evde gençlik hastalığından ölen bir yavru varsa, dezenfeksiyon işleminden emin olmadan yeni yavru alınmamalıdır)

- Hastalığın Gelişimi Nasıldır?
  1. Hastalık genellikle 3-5 aylık yavrularda ortaya çıkar. Virüs alt solunum yolları ve bağlı lenf bezlerindeki makrofajlarda çoğalır. Çoğalan virüs hızlı bir şekilde epitel dokuya ve merkezi sinir sistemine yayılır.
  2. Genç veya bağışıklık sistemi gelişmemiş yavrularda merkezi sinir sistemi zarar görür ve akut encephalomyelitis gelişir.
  3. Biraz büyümüş veya bağışıklık sistemi gelişmiş yavrularda hastalık nonsüpratif encephalomyelitis olarak gelişir.
  4. Yaşlı ve bağışıklık sistemi gelişmiş hastalarda bağışıklık sistemine bağlı kronik prograsif encephalomyelitis gelişir.

- Hastalık hangi form ve aşamalarda görülür?
Hastalık değişik formlarda görülür, bunlar;
  1.Göz formu
  2.Solunum formu
  3. Deri formu
  4. Sindirim formu
  5. Sinirsel form

- Hastalığın Belirtileri Nelerdir?
Bazen hastalık belirgin bir semptom göstermez ve hastalığı ilk aşamada tespit etmek güçleşir.
  1. Hastalığın başlangıç döneminde genellikle sadece göz formu ve nadirende sindirim formu görülür ve aşağıdaki belirtilerle gözlemlenebilir;
    - 40-42 C ateş,
    - Kilo kaybı,
    - Depresyon ve hafif akıntılı conjunktivit gibi belirtilerle başlar.

  2. Hastalığın sistemik enfeksiyon halinde olduğu durumlarda genellikle göz, akciğer ve sindirim formu birlikte görülür;
    - Ateş genelde vardır fakat farkedilmeyebilir.
    - Burun ve göz akıntıları başlangıçta temiz gibidir fakat gün geçtikçe bu akıntılar iltihaplanır.
    - Önce kuru bir öksürük vardır fakat zaman geçtikçe şiddetlenir ve kraşelenir.
    - Depresyon
    - Kilo kaybı
    - Su kaybı
    - İshal ve kusma
    - Bağırsak düğümlenmesi görülebilir.

  3. Hastalığın sinirsel belirtilerle görülen formunda ise genellikle sistemik hastalığın geçmesinden 2-3 hafta sonra başlar. Bu dönemde sinirsel ve deri formu beraber görülür. Hastalığın belirtileri;
    - Yürüme, dönme ve hareketlerde zorluk
    - Nöbetler
    - Uyarılara karşı aşırı duyarlılık
    - Davranış değişiklikleri
    - Kısmi veya genel felç
    - Ağız, göz kapakları, dudaklarda ve ayaklarda ritmik titremeler
    - Burunda ve ayak tabanlarında epitel kalınlaşmaları (hyperkeratosis) görülür.

- Hastalıktan Nasıl Korunulur?
  1. Aşılama en önemli önlemdir.
  2. Dişi köpeklerin çiftleştirilmeden önce aşılanmaları maternal antikor seviyesini yükseltir.
Dolayısıyla doğum sonrası yavrunun korunması daha kolay olur. Hamile hayvanlarda zayıflatılmış gençlik hastalığı aşısı yapılmaz.
  3. Bazen hastalığa yakalanan yavrularda hastalığın ilk 5 günü içinde aşılama yapılırsa hastalığın tedavisine yardımcı olmak açısından faydalı olabilir.
  4. Maternal antikor seviyesi düşmedikçe aşılama faydasızdır. Bu yüzden en az 3 hafta ara ile 2 hatta 3 aşılama yapılmalıdır.
  5. Gençlik hastalığına karşı yapılan aşılama yüksek ateşli (40 C) ve bağışıklık sistemi zayıf yavrularda uygulanmamalıdır.

- Sonuç;
Hastalık yüksek oranda öldürücü bir hastalıktır. Genelde hastanın bu hastalıktan özellikle sinirsel form ortaya çıktıktan sonra kurtulması zordur. Kurtulanlarda da kalıcı sakatlıklar olabilir. Hasta mümkün olduğu kadar destek tedavi ile desteklenmeli ve zaman kazanmaya çalışılmalıdır. Çünkü zaman geçtikce hastanın hayatta kalma şansı nispi olarak yükselir. Ancak bu durum sinirsel form için pek geçerli değildir. Fakat yinede nörolojik bozuklukların ilerlediği ve hastanın yaşam kalitesinin çok düştüğü durumların dışında ötanazi (uyutma) önerilmez Bu hastalığı yaşamamak için yapılması gereken en önemli şey, bilinmeyen yerlerden yavrular alınmamalı ve aşılamaya dikkat edilmelidir. Alınacak yavruları seçerken anne ve babası aşılı köpeklerin yavrusu olmasına özen gösterilmelidir.

18 Aralık 2010 Cumartesi

Köpeği Benimki Gibi Hiperaktif Olanlar İçin Naçizane Öneriler

"Jessie'nin azgın halleri ve sabrımın sonu" yazımda 3-4 günden beri Jessie'nin çok yaramaz ve söz dinlemez olduğunu yazmıştım. Bu yüzden normalde iple çekip, inanılmaz keyif aldığım dışarı çıkışlarımız benim için zoraki görev haline gelmişti. Bu akşamki yürüyüşümüz sırasında biraz düşündüm ve son zamanlarda soğuk havalar ve hastalığım nedeniyle istemeden de olsa bazı şeylere pek dikkat edemediğim için bu durumu biraz da benim körüklediğimi anladım. 

Bu akşam son günlerde daha az uyguladığım bazı rutinlerimize geri dönerek yine çok keyif aldığımız bir gezi yaptık. Bu gezide yaptıklarımız sizlerin egzersiz seansları için de fikir verebileceği için aşağıdaki gibi sıralamak istiyorum;

- Taksim'e yürüdük,
- Starbucks'ta kahve içtik,
- Geri Nişantaşı'na dönüp, petshop'a uğradık,
- Parkımızın sadece içinden geçip arkadaşkara 5 dakika merhaba dedik. Ama serbest kalıp oynamadık, başıboş kalıp yaramalık olmasına izin vermedik.


Hiperaktivite ve yaramazlıkları azaltıp köpeğimizi kontrol altına alabilmek için tecrübelerime göre yazdığım bazı naçizane önerilerimi aşağıda görebilirsiniz;

1- Köpeklerimizin düzenli egzersizlerini aksatmamak ve belli bir rutinde (aynı saatler, aynı tarz aktiviteler) yapmak çok önemli. Böylece köpeğiniz aynı beklentiler içerisinde olacak ve kendisi şaşırmadığı için sizi de beklenmedik hareketlerle şaşırtmayacaktır.

2- Köpeklerimizi dışarı çıkar çıkmaz serbest bırakmak, oynamasına izin vermek yerine onlarla önelikle bir süre yürüyüş yapmış olmaya gayret etmeliyiz. Böylece atılacak olan enerjisini bir nebze atacak ve yürüyüş esnasında komutlarınızı ve sizi takip edeceği için size daha çok odaklanacaktır.

3- Köpeklerimiz sakin ve dengeli bir tutumda olmadıkları sürece onları kesinlikle tasmasız bir şekilde bırakmamalıyız. Çünkü böylece onu başıboş ve lidersiz bırakmış oluyoruz ve tüm yaramazlıkların önünü açıyoruz.

4- Köpeğimizi dışarıda kontrol altında tutacağımız zamanlarda mamasını çıkmadan öne değil, eve geldikten sonra vermeye çalışalım. Egersiz anında da yanımızdaki ödül mamalarından vererek onu yönlendirelim. Bunun 3 faydası var; öncelikle komutlarımıza daha çok uyacaktır. İkinci olarak ise egzersiz ile mamasını kazandığını düşünecektir. Üçüncü olarak ise eve dönmek daha cazip bir hale gelecektir. Bu bilgiyi "Cesar Millan'ın köpeğini beslene ritüeli" yazımda da paylaşmıştım.

5- Köpeklerimizle birlikte yapacağımız yürüyüşler onların daha mutlu olmasını ve bizlerle birebir zaman geçirmeyi daha çok sevmelerini sağlar. Böylece zamanla serbest kaldıkları zamanlarda da onları çağırdığımızda severek bize gelmeyi ve komutlarımıza uymayı alışkanlık haline getirirler.

6- Son olarak Cesar Millan'ın hiperaktivite konsuundaki bazı önerilerini paylaştığım "Cesar Millan'dan hiperaktif köpeğinizi sakinleştirici 5 ipucu" yazıma da tekrar göz atıp bilgilerinizi tazeleyebilirsiniz.

Köpeğiniz Bildiği Bir Komutu Yapmayı Reddediyorsa

Günün İpucu: Köpeğiniz bildiğine emin olduğunuz bir komutu uygulamayı reddediyorsa muhtemelen bulunduğu ortam, kokular ve farklı çeldiricilerden etkilenmiştir. Ona ödül ve el hareketleri kullanarak komutu tekrar gösterin. 5-6 kez tekrar ederek orada tekrar pekiştirin. Daha sonra komutu normal uyguladığınız şekilde yapmasını tekrar isteyin. Bu şekilde köpeğinizin komutları farklı mekanlarda da yapmasını ve çeldiricilerden daha az etkilenmesini pekiştirmiş olacaksınız.

17 Aralık 2010 Cuma

Golden Retriever ve Kar Resimleri

Kar sever Golden Retriever resimleri..

Cesar Millan'dan: İlgi ve Sevginin Önemi!

Cesar Millan'ı hep eğitimci ve disiplinli halleriyle görmeye alışığız. Ancak tabii ki o da işin sevgi ve ilgi yönünü ihmal ediyor değil. Kaldı ki ben içinde sevgi barındırmayan ve eğitiminin temelini sevgiden yana kurmayan bir eğitimcinin başaroılı olabileceğine de inanmıyorum. Cesar Millan'ın web sayfasında köpeklerimizle paylaşacağımız ilgi ve sevgi üzerine bir yazı buldum. Bu yazıyı Türkçe'ye çevirerek sizlerle de paylaşmak istiyorum. 


Sevgi, köpeklerimizle paylaşabileceğimiz en büyük hediyelerden biridir. Köpekler en sıcakkanlı ve sevgi dolu hayvanlardır. Dokunmak onlar için çok şey ifade eder; hem kendi doğal ve içgüdüsel yaşamlarında, hem de bizimle olan yaşamlarında. Bununla birlikte kazanılmamış ve yanlış zamanda verilmiş sevgi ve ilgi köpeğiniz için zararlı olabilir. 


İlgi ve sevginin paylaşımı ilgili olarak bir kaç öneri;
 - İlginizi gösterin, fakat doğru zamanda: Köpeğinizeilgi gösterdiğiniz her an onun o an yapmakta olduğu hareketi onaylayıp güçlendiriyor olduğunuzu unutmayın. Bu yüzden dengesiz ve hatalı davranış anlarında ona ilgi göstermekten kaçının. Köpeğinizle sevginizi onun sakin olduğu, dengeli anlarında paylaşarak bu halini pekiştirmeye çalışın.

 - İlgi ve sevginizi şu anlardan sonra göstermeye gayret edin: Köpeğiniz yemeğini yiyip egzersizini yaptıktan sonra, yanlış bir davranışını sizin ondan istediğiniz ile değiştirdikten sonra, verdiğiniz bir komutu uyguladıktan  sonra, sakin bir duruma geldikten sonra.

- İlgi ve sevginizi şu anlarda paylaşmayın: Köpeğiniz korkuyor, sinirli, korumacı, sahiplenmeci, dominant, agresif durumlardayken ya da benzer şekilde havlıyor, hırlıyor veya bir ev kuralını ihlal ediyorken.

 - Egzersiz ve disiplinin önemini unutmayın: Sevginize sevginizi göstermenin en güzel yolu
 onun ihtiyaçlarını gidermektir: uzun yürüyüşler, kurallar, sınrlar ve limitler. Köpekler istikrarlı bir lidere itaat etmeyi severler, bunu aklınızdan çıkarmayın. 


Köpeğinize kalbinizin taşıdığı tüm sevgiyi, verebildiğiniz kadar verin. Ama lütfen bunu doğru zamanda verin ki davranış problemlerine giden yolda ilerlemeyin. 

16 Aralık 2010 Perşembe

Köpek ve Kedilerde Alerji Sorularınıza Cevaplar - 2. Kısım

Kedi ve köpeklerde alerji, belirtileri ve en çok görüldüğü yerleri BURADA yazmıştık. Bu yazıda ise alerjinin teşhisi, tedavisi, tedavinin etkinliği ve alerji aşıları ile ilgili bilgileri bulacaksınız.
- Kedi ve köpeklerde gerçekten alerji oluyor mu?
Evet! Kedi ve köpekler de insanlarda olduğu gibi alerjik bünyeli olabilirler. Bu hayvanlarda tüm deri problemlerinin %30’dan fazlası alerjilerle ilgilidir. Sevimli dostunuzun bahar ve yaz aylarında daha da kötüleştiğini görebilirsiniz. Bunun nedeni havadaki polen miktarının artmasıdır.

- Kedi ve köpeğimde alerji olup olmadığını nasıl teşhis edebilirim?
Tam bir muayene sonrasında veteriner hekiminiz eğer hayvanınız için alerji testi gerekiyorsa size bildirecektir. Mümkün olan diğer hastalıkları bertaraf etmek için küçük bir miktar kan örneği alıp Spectrum Laboratuarına gönderecektir. Böylelikle solunum yoluyla etkilenebileceği ağaç, ot ve yabani otlar, mantar, ev tozları, akarlar ve ticari olarak pet mamalarının hazırlanmasında kullanılan unsurlar gıda tipleri olarak petinizin kanında duyarlılığı test edilmiş olacaktır.

- PETLERDE ALERJİ TEDAVİSİ NASILDIR?
Alerji için en iyi tedavi alerjenden uzak durulmasıdır. Pek çok olguda bu mümkün olmamaktadır. Steroid ilaçlar (kortizonlar) belirtilerin kısa süreli olarak ortadan kalkmasını sağlar. Fakat bu tip ilaçların uzun süre kullanılması ciddi yan etkilere neden olur. Hiposensitizasyon (duyarlılığın azaltılması-Aşı) diğer seçenektir. Burada petiniz için alerji testi sonuçlarına göre hazırlanan bir tedavi seti hazırlanır. Bu tedavi seti (enjeksiyonlar) artan yoğunluklardadır. Böylelikle alerji yapan maddelere karşı hayvanın toleransını artırarak çevresi ile daha uyumlu ve çok daha rahat yaşam sürmesi sağlanır. En önemlisi de istenmeyen yan etkiler olmaksızın.

- BU TEDAVİ ŞEKLİNİN ETKİNLİĞİ NASILDIR?
Bazı alerjiler zaman ve tedavi ile yok edilir. Diğer olaylarda alerji yapan maddelere karşı toleransı sağlamak için alerji aşılarına devam edilir. Tedavi şemasına uyulması ile steroid ilaçlara bağımlılığın azaltılması ya da ortadan kalkması sağlanır. Olayların çoğunda iyileşme tedavinin 3-5 ay sonrasında izlenir ve aylık aşılamalar devam ettirilir.

- GIDA ALERJİLERİ HAKKINDA NE SÖYLENEBİLİR ?
Kedi ve köpekler gıdalara karşı hiposensitize edilemeyebilir. Gıda alerjilerinde tedavi, alerji yapan gıdanın ortadan kaldırılması, yani verilmemesidir. Petinizin testi bir gıdaya karşı pozitif ise Spectrum Lab veteriner hekiminize bu alerjik gıdanın içerisinde kullanılmadığı mamaların ve bunların üretici firmalarının bulunduğu bir liste verecektir. Bu listede bulunan hazır mamaları kedi ve köpeğiniz gıda alerjisi olmadan yiyebilir.

- ALERJİ AŞISININ BİR TEHLİKESİ VAR MIDIR?
Yan etkiler çok nadirdir ve her hangi bir yan etki görülse bile bu geçicidir, hayati bir tehlike yaratmaz.

Bakırköy'de Bir Pet Shopta Yangın Çıkmış..:(

İnanılmaz üzücü ve ürkütücü bir haber. İstanbul Bakırköy'de bir pet shopta yangın çıkmış ve pekçok hayvan yanarak ya da dumandan zehirlenerek hayatını kaybetmiş. 

Televizyonda can pazarının görüntülerini ve hayvan severlerin hayvanları kurtarmak için sağa sola koşuşturmalarını, ağlayıp sızlamalarını görünce içim parçalandı, gözlerim yaşlarla doldu. Mini mini yavru köpecikler, kedicikler hayvanseverlerin kucaklarında nefes almaya çalışır hallerdeydi. Bunlar tabii ki şanslı olanlardı ki o cehennemden çıkabilmişlerdi.
Ülkemizde insan olmak da hayvan olmak da çok zor. Çünkü insanların tepesine düşen balkonlar da, evlerden ve sahiplerinden zorla alınıp sokağa atılan hayvanlar da bu ülkede gayet normaldir. Her geçen gün biraz daha şaşmamayı öğreniyoruz sadece, onun dışında bir değişiklik, gelişme, ilerleme yok!

Hürriyet'in Pet Shop'ta Yangın Haberi

Bilgi almak ya da yardımda bulunmak için iletişim bilgileri:
Bakırköy Seçkin Veteriner Kliniği telefon numarası: 02125837723

Köpeğinize Kerevizi Nasıl Sevdirirsiniz: Tarifli Anlatım..:)

Jessie şimdiye kadar önüne koyduğum hiçbir şeyi yememezlik etmemişti. Ta ki geçtiğimiz günlerde kerevizin köpekler için faydalı olduğunu okuyup ona kereviz yapana kadar. Önüne ne konarsa konsun hemen yalayıp yutan, kabın yıkanacak halini bırakmayan Jessie kerevizi sadece koklamakla yetindi. Ben de hayatımda hiç kereviz yemediğimi o dakika anladım ve kerevizi koklayınca Jessie'ye hak verdim..:)

Bolca haşlamış olduğum için de ne yapsam diye düşünerek kerevizi Jessie'ye yedirmenin bir yolunu buldum. Sonuç olarak Jessie'nin kerevizli bu tarifi 3 saniye içerisinde şağur şupur yalanarak mideye indirdiğini söylemekten gurur duyarım..:) Bayıldı da bayıldı..:))

Malzemeler
Haşlanmış kereviz
Tel şehriye
 1 yumurta sarısı

Hazırlanışı
- Tel şehriyeyi haşlayarak içerisine daha önceden haşlanmış olan kerevizi ekledim
- 1 yumurta sarısını tavaya kırarak içerisine kereviz ve şehriye karışımını ekleyip biraz karıştırdım.






15 Aralık 2010 Çarşamba

Jessie'nin Azgın Halleri ve Sabrımın Sonu..:(

Jessie son 2-3 gündür azgınlığının doruklarına vurmuş durumda. Süregelen bir azgınlık durumumuz var zaten ama ara ara iyice doruk noktasına erişiyor. Bir ara yine böyle olmuştu, sanırım bu ikinci bir evre.

Bugün ne yaptığına inanamazsınız. Maçka Parkı'nda yanımda yürüyordu. Normalde parka girdiğimizde biraz dolaşarak yürümesine izin veririm, o da sağda solda koklanıp tuvaletini yaparak zaman zaman önümde zaman zaman arkamda beni takip eder. "Hadi ben gittim, bye bye" dediğim an da koşarak yanıma gelir. Ama bu aralar çok sapkın olmasından dolayı buna izin vermedim ve direk yanımdan yürüttüm, yanımda komutu ile yürüyoruz ve gayet güzel sözümü dinliyorken bir anda parkta ilk defa gördüğüm inanılmaz oyuncu ve Jessie'yi ayartmaya can atan (belki de dönemindeydi) bir dişi köpek çıktı karşımıza. Önce biraz oynaştılar ama dişi köpek sürekli Jessie'yi kaçırıp götürmeye çalışıyor gibiydi ve hep başını alıp gidiyordu. Ben ise Jessie'yi komutlarımla durduruyordum. Bir an geldi ki Jessie beni hiç dinlemedi, ne kadar seslensem de ikisi birlikte koşarak kaçtılar. Oldukça uzak bir noktada yakalayabildim ikisini. Parkın üçte birini kat etmiş olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim..:( Üstelik daha bitmedi. Sonra Jessie'yi alıp parkın sonundaki koşu parkurunda hep top oynayıp eğlendiğimiz yere gittik. Gayet güzel top oynuyoruz ama aklının hala o köpekte olduğu o kadar belli ki! Sürekli havayı kokluyor ve viyak viyak sesler çıkarıyor. Bir an iyice koklandı ve koşarak uzaklaşmaya başladı. Dur komutlarıma uymadı ve gözümün önünde kaçtı resmen. Onu dişi köpeğin yakınlarında bulduğumu tahmin edersiniz.:( O kadar sinirlendim ve delirdim ki anlatamam. Zaten sabrımı 2-3 gündür fazlasıyla zorladığı için bu da cabası oldu ve o an hızımı alamayıp elimle poposuna vurdum, bacağımla da itekledim onu.

Beni kınayabilirsiniz, ayıplayabilirsiniz. Bunun doğru olmadığını biliyorum ve ben de pişmanım ve vicdan azabı duyuyorum. Başını alıp gidebilirdi, ben onu bulamayabilirdim gibi düşünceler aklıma geldikçe deliriyorum ve şu an bile sinirleniyorum. Ne yapabilirim bilmiyorum ama bazı anlarda hiç söz dinlemiyor. Bir önerisi olan varsa lütfen yazsın, çünkü ne yapacağımı şaşırmış hallerdeyim. Çok üzülüyorum. Eve gelince çok içerlediğinden midir bilmiyorum ama uykusunda kabus gördü yavrum ve inim inim inledi. Belki sadece denk geldi bilmiyorum iyice üzüldüm. Bu aralar zaten canım sıkkın ve hastayım. Bir de Jessie'nin bu halleri ve benim ona vurmam iyice yıktı beni, moralim sıfıra indi diyebilirim.
Umarım siz ve köpekleriniz bizden çok daha iyisinizdir diyerek sevgilerimi yolluyorum.

Kedi ve Köpeklerde Alerji, Belirtileri ve En Çok Görüldüğü Yerler

- Alerji nedir ?
Alerjik reaksiyon çevremizdeki normal bir maddeye karşı bireysel bir reaksiyondur. Bu maddeler alerjen olarak isimlendirilir. Bu alerjenler polenler, küfler, hayvan kılları, ev tozları, pireler, yiyecekler ve çok daha fazlasıdır. Alerjenler deri teması, solunum ya da sindirim yoluyla reaksiyon oluştururlar. Alerjik hayvanlar spesifik alerjenlere karşı IgE antikorları yaparlar. Bu antikorlar vücutta alerji belirtileri dediğimiz biyokimyasal değişikliklere neden olurlar.

- Alerji Belirtilerini Hayvanlar Nasıl Gösterirler ?
İnsan ve hayvanlarda alerji oluşum nedenleri aynıdır. Ancak oluşan klinik belirtiler farklıdır. İnsanlarda burunda ve solunum sisteminde belirtiler oluşur. Hayvanlarda ise aşırı kaşıntı ile karakterize deri irritasyonları görülür. Kediler köpeklere oranla daha fazla solunum sistemine ait belirtiler gösterirler. Bir alerjik hayvanın klinik belirtileri kaşıntı, parmakların yalanması ve dişlenmesi, yüzün sağa sola sürtünmesidir. Bununla beraber kusma ve ishal gibi belirtiler de zaman zaman görülebilmektedir.

- Kedimde-Köpeğimde ne zaman alerji belirtileri izlerim ?

Bu hayvanın alerji probleminin nedenine göre değişir. Eğer polenlere karşı bir alerji söz konusu ise tüm belirtiler veya çoğu bahar ya da yaz aylarındadır. Bununla beraber eğer problem evin içerisindeki bir nedenle (ev tozu,akarlar gibi) ya da yiyecek ile ilgili ise yılın herhangi bir döneminde izlenebilir.


- Köpeklerde alerjik deri belirtilerinin en sık gözlendiği yerler:
Göz ve ağız çevresi, koltuk altı, kulak (kulak enfeksiyonları da beraber görülebilir) karın altı, anüs ve çevresindeki bölge.


- Kedilerde alerjik deri belirtilerinin en çok izlendiği yerler:
Göz altı, kulak önü, bel ve sırtın iki yanı ve enseden kuyruk sokumuna kadar olan bölgelerde deride kabartılar.

14 Aralık 2010 Salı

Amerika Başkanları ve Köpekleri

Amerika başkanları her daim mükemmel bir aile hayatıyla birlikte normal bir insan portresi çiziyorlar. Bu yüzden Beyaz Saray'ın her zaman bir de minik patisi oluyor. Bu güzel resimleri sizlerle de paylaşmadan edemedim. İşte Amerika'nın gelmiş geçmiş başkanları ve köpeklerinin resimleri.
Kendimize baktığımızda ise köpeği olan bir tek Atatürk'ü görüyoruz. Başka varsa da ben bilmiyorum.


Bill Clinton ve köpeği

George Bush ve köpeği

Gerald Ford ve köpeği

Ronald Regan ve köpeği